Yaşlı bir bilge emekliğe ayrılır
ve bir lisenin yakınında bir ev satın alır kendisine. Emekliliğinin ilk birkaç
haftasını huzur içinde geçirir, ama sonra ders yılı başlar. Okulların
açıldığı ilk gün öğleden sonra, okuldan çıkan üç delikanlı gençliğin ve
ders bitiminin verdiği neşeyle evlerine dönmektedirler, ama yollarının üzerindeki
her çöp bidonuna tekmele atıp, bağırıp çağırarak. Bu çekilmez gürültü günler
sürer ve yaşlı bilge bir önlem alması gerektiğine karar verir bu konuda.
Ertesi gün, çocuklar gürültüyle
yaklaşırken kapısının önüne çıkar, onları durdurur ve şunları söyler: “Çok
tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum
sizden. Ben de sizin yaşınızdayken aynı şekilde gürültü yapardım böyle, bana
gençlik yıllarımı anımsatıyorsunuz. Bana bir iyilik yapar mısınız? Eğer her gün
buradan geçer ve gürültü yaparsanız, her birinize her gün bir dolar veririm.”
Çocukların çok hoşuna gider bu
teklif ve sürdürürler çöp bidonlarını tekmeleyip, gürültü çıkarmayı. Birkaç
gün sonra, yaşlı bilge yine çocukların karşısına çıkar, ama yüzündeki ifade
çok mutlu değildir bu kez. Onlara şöyle der: “Çocuklar enflasyon beni de
etkilemeye başladı. Bundan böyle size yaptığınız iş için günde 50 sent
verebileceğim.” Bizimkiler pek hoşlanmaz bu durumdan ama teklif tekliftir ve
sürdürürler gürültüyü .
Aradan birkaç gün daha geçer ve
yaşlı adam yine karşılar onları. “Bakın der, “henüz maaşımı alamadım, bu
yüzden size günde sadece 25 sent verebileceğim bundan böyle. Tamam mı?”
“olur mu öyle şey” der
liderleri, “25 sent için zamanımızı bu iş için harcayacağımızı
düşünüyorsan yanılıyorsun. Olanaksız bayım. Biz işi bırakıyoruz!”
Ve yaşlı bilge emekliliğinin geri kalan kısmını huzur içindegeçirir.
Gentle
Spaces news |